Çingenelerle 9 ‘buçuk’ yıl

Yönetmen Elmas Arus ve eşinin Türkiye Çingeneleriyle geçirdiği 9 yıl, film oldu. Roman kökenli Arus, belgesele adını verdiği "Buçuk"un anlamını sorguluyor

'Buçuk millet' tanımlamasıyla ötekileştirilen, ön yargılara maruz kalan Çingenelerin renkli yaşamı, gelenekleri, kültürel farklılıkları yine bir Roman'ın gözünden "Buçuk" adlı belgeselde anlatıldı. Roman kökenli yönetmen Elmas Arus ile eşi Haluk Arus, 9 yılı aşkın süre Türkiye'nin yedi bölgesinden, 38 il ve 400'ün üzerinde mahalleye giderek, yüzlerce kişiyle görüştü, 360 saatlik görüntü kaydetti. Romanlarla ilgili yapılmış en kapsamlı çalışma sonucunda ortaya çıkan 60 dakikalık belgesel, onların yaşam felsefesini, ekonomik açmazlarını, 'diğerlerinden' beklentilerini ve uğradıkları haksızlıkları birinci ağızdan aktarıyor.

"KENDİMİ VE TOPLUMU BULMAK"
Üniversite yıllarına kadar, olumsuz anlamda sürekli karşısına çıkan 'Çingene' kelimesine ait topluluğu yakından tanımak istediğini söyleyen 34 yaşındaki Elmas Arus, belgeseli çekme nedenini şöyle açıklıylor: "Neden toplumun diğer kesiminden farklıydık ve neden çoğumuz yoksuldu? Bize göre iyi insanlardık ama neden kötü olarak tanımlanıyorduk? Okula giderken veya okuldan gelirken neden arkadaşlarımız bizi görmesin diye sokakları dolanarak evimize giriyorduk? Yüzlerce sorunun cevabıyla kendimi, dolayısıyla yaşadığım toplumu bulmak amacıyla bu belgeseli çekme ihtiyacı duydum. Başlangıçta bu duygularla yola çıkmış olmamama rağmen zamanla kişisel merakın yerini, gittiğimiz yerdeki insanların bize yükledikleri sorumluluklar yer aldı. Konu ise o kadar derin ve zengindi ki, bu nedenle filmin çekimleri çok uzun sürdü."

NEDEN BUÇUK?
"Buçuk, insanların tepki duyabileceği bir isim ancak amacımız biraz da ironi yaratmaktı" diyen yönetmen Arus'a göre, izleyici bu sayede kendisini de sorgulayabilecek. "Eski ama hâlâ kullanılan tabire göre, dünyanın yetmiş iki milletinin yanında Romanlar yetmiş iki buçukuncu milleti oluşturuyor. Türkiye'de buçuk millet olarak tanımlanan Romanlar ve Romanlar gibi yaşayan grupların sorunlarına, tanınmayan bir topluluğun nasıl oluyor da tanımadan bu kadar dışlamaya maruz bırakıldığına dikkat çekmek, izleyicinin kendisini sorgulatmak amacıyla bu ismi tercih ettik."

YAZILI KÜLTÜRLERİ YOK

Roman toplumunun kapalı olduğunu, yazılı kültürünün ise bulunmadığını belirten Arus, buna rağmen çekim aşamasında kendisini şaşırtan bir tespitinden bahsediyor: "Benim için ilginç olan bir nokta var. Filmde yer alan karakterler, ülkenin farklı bölgelerinde yaşayıp, birbirlerini hiç görmemelerine rağmen kendileri ile ilgili anlatılan hikayeleri, efsaneleri, olumsuz yargıları aynı şekilde biliyor ve anlatıyor. Zira toplum kapalı, yazılı kültür yok. Bu beni gerçekten şaşırtmıştı."

FESTİVALLERDE GÖSTERİLDİ...
Film 
yurtiçi ve yurtdışındaki birçok festivalde izleyiciyle buluştu. Ayrıca üniversitelerde, bakanlıklarda, Romanlarla ilgili çalışma yapan birçok kurumun eğitim çalışmalarında gösterildi ve gösterilmeye devam ediyor.

BU ONUN ÜÇÜNCÜ FİLMİ
TRAKYA Üniversitesi Edirne Meslek Yüksek Okulu Radyo Televizyon Yayıncılığı Bölümü mezunu olan Arus'un, iki filmi daha bulunuyor. Göçün Türküsü (2008) - Türkmenler'in, Horasan'dan Anadolu'ya göç ve iskanları sırasında yaşadıklarını, hafızalarında tutup yüzyıllardır nesilden nesile (türkü- söz-hikâye olarak) aktararak günümüze ulaşmasını sağlayan sözlü tarih ustaları, barak halk ozanlarını anlatan belgesel. Dergâha Yolculuk (2010) - Alevi-Bektaşi inancına sahip yarı göçebe iki ayrı Abdal topluluğunun yaylalardan çıkıp konup-göçerek günlerce süren yolculukları esnasında yaptıkları dini ritüelleri, gelenek ve görenekleri, yaşam biçimlerini anlatıyor.

Kaynak: Sabah Gazetesi

http://www.sabah.com.tr/Yasam/2013/10/13/cingenelerle-9-bucuk-yil

Öneriler

Bianet Temsilcileriyle Bir Araya Geldik.

Batı Balkanlar ve Türkiye’de Roman Entegrasyonu için AB Ödülü

Roman Eğitim Fonu Uzman Başvuru Çağrısı Uzatıldı!

Roman Eğitim Fonu Burs Program İçin Uzmanlar Aranıyor!

Scroll to Top